GEÇMİŞTE KALANLAR (Zehra İpşiroğlu, Geçmişte Kalanlar)
ZAMANIN GERİSİNDE KALANLAR
Geçmişe Yolculuk Bölümünün son yazısını ben kaleme aldım.Nazan İpşiroğlu bloku 5 bölümden oluşuyor:
Nazan İpşiroğlu belgeseli
Karşılaşmalar
Esintiler
Geçmişe Yolculuk
Sanatın Sorgulayıcı ve Dönüştürücü Gücü
GEÇMİŞTE KALANLAR
Annemle 2000 li yılların başlarında bir dizi kitap çıkarmıştık. Edebiyatta Alımlama, Tiyatroda Alımlama, Resimde Alımlama gibi. Bunun devamını da getirmek istiyorduk ama olmadı. Amacımız sanat yapıtıyla doğrudan bir iletişimi sağlamaktı senin mektubunda söz ettiğin gibi. Ama tabii sanat yapıtının da kendi kuralları var, sınırsız bir özgürlük tanımıyor almlayana.
Annem iki binli yılların başlarından 2009’a değin Resim Alımlaması seminerleri vermişti Essen Üniversitesi’nde. Bazen sanatçı bazen de konu odaklı gelişiyordu dersleri. Sözgelimi Sanatta toplumsal cinsiyet üzerine verdiği alımlamada dersinde çok farklı sanatçılar gündeme gelmişti. Benim en hoşuma giden seminerlerinden biri Burhan Doğançay’ın duvar resimleri olmuştu. Doğançay dünyanın dört bir yanında gezerken duvar resimlerinin fotoğraflarını çekiyor, bu malzemeden yararlanarak resimler yapıyordu. Ben de belgesele dayanarak çalışıyorum, yani belgeler topluyor, insanlarla uzun uzun röportajlar yapıyorum, belki de onun için çok ilgimi çekmişti. Bir süredir gittiğim kentlerde hep duvar resimleri çekiyorum. Korona günlerinde Köln’e hapsolunca da bu yöredeki duvar resimlerini toplamaya başladım. Kimbilir belki ilerde dijital bir sergi yaparım.
Annem ne zaman Köln’e gelse kültür programları yapıp sergileri, müzeleri geziyorduk. Ama tersi de söz konusuydu ben İstanbul’a her gittiğimde İstanbul Modern, Salt, Antrepo sürekli geziyor, sonra da üzerinde konuşup tartışıyorduk. Canan Tolon, İpek Duben, Hülya Düzenli, Seyhun Topuz, Bilge Alkor, Ferruh Başağa, Burhan Doğançay, Gülgün Başarır, Balkan Naci, Bayram Candan nice değerli sanatçıyı tanıdım onun sayesinde. Annemin sanatçı arkadaşlarının bazıları ile arkadaş da oldum. Hele çok erken aramızdan ayrılan Bayram Candan ikimizin de can arkadaşıydı. Bizim girişimizle gelişen Fethiye Sanat ve Kültür Günlerinde çocuklarla birlikte mucizler yarattı. Onun atölye çalışmalarına katılan çocuklar kimbilir ne kadar etkilenmişlerdir. Kullanılmış eşyalardan, hurdalardan, paslı metallerden heykelcikler yapan Bayram’ın Ayşeler ve köpekler sergileri muhteşemdi. Ve şimdi şu an şu satırları yazarken Bayram’ın şakaları, muziplikleri gözümün önünde canlanıyor, elimi uzatsam ona dokunacakmışım gibi bir duygu.
Ölüm biz yaşayanlar açısından akan zamanın gerisinde kalmak anlamına geliyor. Bir sevdiğimiz öldüğünde mekanı cennet olsun gibi klişe deyişlerle kendimizi avuturuz. Zamanın içinde olmak ya da olmamak hepsi bu oysa. Artık olmayan sevdiğimiz zamanın gerisinde kalmıştır ya da geçmişteki yaşamda. Bayram da kırk dokuz yaşında 2013 yılında kaldı. Annem de 2015 yılında kaldı. Sonrası yok ama öncesi var ben yaşadığım sürece de olacak. Zamanın içinde olduğum sürece zamanın gerisinde kalan yakınlarımı sevgiyle anacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder