SİHİRLİ FLÜT (Nazan İpşiroğlu, Karşılaşmalar)
SİHİRLİ FLÜT
2006 yılında Mozart’ın 250. Doğum yıl dönümü kutlandı. O yıl Mozart yılı olarak ilan edilmişti. Bu yıl da Verdi’nin doğumunun 200. Yılı kutlanıyor. 2013 yılı Verdi yılı ilan edildi. O yıl Mozart’ın bilinen, bilinmeyen tüm yapıtları ortaya dökülüp sahnelenmişti bu yıl da aynı şey Verdi için yapılıyor. Dünyanın her yerinde Verdi üzerine yeni yayınlar çıkıyor, araştırmalar yapılıyor, makaleler yazılıyor. Mozart’ın ölümünün ardından Sihirli Flüt için yazılan bir yazıda “Sabır! Zaman gösterecek değerli olanı, kalıcı olanı” diye yazmıştı adını gizli tutan bir eleştirmen. Doğru. Zaman gösterdi. Kendi zamanında, onun müziğe getirdiği yenilikler anlaşılmamıştı. Mozart operaları bugün dünyanın heyarışıyorlar. Ve bu sürüp gidiyor. r yerinde opera dağarından düşmüyor. Rejisörler yeni yorum getirmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar .
Bu çalışmaya başlarken, Mozart’ı son operası Sihirli Flüt bağlamında ele alarak alımlamayı amaçlıyordum. Mozart’ı tanımam, piyanoya başlayan her çocuk gibi küçük yaşta onun piyano yapıtlarıyla oldu. Sonra operaları, çalgısal müziği dünyama girdi. Son yıllarda çalışmalarımı sanatlar arası etkileşim konusunda yoğunlaştırmıştım. Bu bağlamda Mozart operalarına yöneldim. İlgimi özellikle çeken onun son operası Sihirli Flüt’ oldu. Konunun örgüsünü oluşturan temel kavramların Mozart’ın kişiliğine ayna tutuğunu gördüm. Sihirli Flüt’ deki başkişilerin karakterleri birbirinden çok farklı. Her biri sevgi, intikam, hırs, özgürlük, dayanma gücü vb. insan varlığına özgü duyguları ayrı kişilerde dile getiriyor. Bunların çoğu Mozart’ın kişiliğinde toplanmış. Mozart’ı bu bağlamda ele alınca çalışmamın çıkış noktası onun yaşam karşısındaki duruşu ve insan anlayışı oldu.
Çocuklarla Sihirli Flüt
Sihirli Flüt’te Mozart insanın değişe bilirliğine inanıyor ve geleceğe umutla bakıyor. Bunun eğitimde yararlı olacağına inanarak okullarda uygulanabilecek bir proje ürettik.Bu bir yaratıcı drama projesi. Sihirli Flüt bizde büyük kentlerde çocuklar için değişik biçimlerde sahneleniyor. Bizim projemizin bunlardan farkı hazır bir şey sunmamamız. Konu açıklandıktan sonra çocuklar aralarında konuşarak, tartışarak oyunu yeniden canlandırıyorlar. Amacımız, günümüzün şiddet ortamında büyüyen çocuklarımıza, sevginin insanı değiştirebileceği; kötülüklerden arındırabileceği umudunu aşılamak. Sevgiyle çok şey elde edilebileceğini, insanın kendine aydınlık bir dünya yaratabileceğini anlatmak. Bu da biz büyüklerin umudu.
...bu
genç adam karanlığı yırtıp aydınlığa kavuşmak istiyor
..onun
için kaygılanıyorum. Başarabilecek mi? O bir prens.
...Daha
da öte, o insan .
Operanın
Konusu
Operanın metninden kısaltarak alıntıladığım bu satırlar “Sihirli Flüt”ün ana fikri olarak
alımlanabilir. Mozart bu operada insan varlığını, olumlu/olumsuz tüm
olanaklarıyla gözler önüne sermekte. Akıl, duygular, içgüdüler, sevgi, dostluk,
erdemlilik, dayanma gücü, nefret, kin, intikam… Tüm duygular, bunlara dayanan
davranışlar oyundaki değişik karakterlerde dile gelirken ardında yatan din,
faşizm, ırkçılık, masonluk, aydınlanmacılık, özgürlük, eşitlik, cinsellik vb.
toplumsal sorunlar da gözler önüne serilmekte. Özetle: birey olarak insan ve
toplum içinde insan. İnsanın kötülüklerden arınması, değişebilmesi. Çok
düşündürücü olan bu sorunlar bir masal konusu içinde örülerek izleyiciye sözlü,
şarkılı eğlenceli bir oyun olarak sunuluyor.
”Kutsal ışığa” kavuşmak isteyen kişi ormanda yolunu şaşırmış olan genç
bir prenstir. Tapınağa girebilmek için ağır bir sınavdan geçmesi gerekir. Bu
sınav, insan varlığının olumlu/olumsuz tüm niteliklerinin süzgeçten geçirildiği
bir sınavdır. Ancak üstün niteliklere
sahip, “insan” denilmeye layık olan sınavı kazanabilir.
Operada olaylar iki ayrı yerde geçer: Gece kraliçesinin
karanlık dünyasında ve güneş kralı Sarastro’nun kutsal tapınağında. Metinde zaman
ve yer belirlenmemiştir. Aydınlık dünya,
“kutsal ışık” İsis ve Osiris[1]
kültünün egemen olduğu bir ortamdır.
Gece kraliçesinin kızı Pamina güneş kralı Sarastro’nun adamları
tarafından kaçırılmıştır. Genç ve yakışıklı bir prens olan Tamino avlanırken
ormanda yolunu kaybederek gece kraliçesinin ülkesine girer. Bir yılan onu
kovalar. Tamino korku içinde imdat diye bağırarak yılandan kaçarken bayılır.
Kraliçenin nedimeleri onun imdat seslerine koşar, yılanı öldürüp onu kurtarırlar.
Kraliçeye haber vereceklerdir. Ama hiç biri Tamino’yu bırakıp gitmek istemez.
Üçü de genç güzel prense hayran olmuştur. Onu beklemek için aralarında
tartışırlar. Sonunda üçü birden gider. Gece kraliçesi haberi alınca
nedimeleriyle Tamino’ya Pamina’nın resmini gönderir. Tamino Resme bakar bakmaz
Pamina’ya âşık olur. Gök gürültüleri içinde sahneye gelen Kraliçe, ondan kötü
bir adam olan Sarastro’nun elinden kızını kurtarmasını ister. Tamino Pamina’yı kurtaracağına
söz verir. Kraliçe yol arkadaşı olarak kuş adam Papageno’yu Tamino’nun yanına
koyar. Papageno kraliçenin adamıdır, görevi kuş toplayarak gece kraliçesine
götürmektir; buna karşılık kraliçe ona yiyecek, içecek gönderir. Başka deyişle
Papageno boğaz tokluğuna kraliçeye hizmet etmektedir. Kraliçe, Tamino’ya onu
koruması ve çıkmaza düştüğünde yardımcı
olması için bir sihirli flüt, Papageno’ya da tatlı bir melodi çalan çanlar
verir. Bu güç işi başarabilmelerinde
onlara yol gösterecek olan üç bilge oğlan vardır masalda. Bunlar bulutların
üzerinde gökyüzünde dolaşırlar. Tamino Sarastro’nun sarayına vardıktan, onun
rahipleriyle konuştuktan sonra Sarastro’nun kötü adam olmadığını anlar.
Sarastro’nun amacı, Tamino’yu sınamak ve onu Pamina ile evlendirerek kendi
yerine geçirmektir. Rahiplerinden biri, Tamino’nun sınavı kazanacağından
kuşkuludur, Sarastro’ya sorar, ‘sınavı başarabilecek mi? O bir prens’ der.
Sarastro’nun yanıtı: ‘daha da öte, o insan’ olur. Bütün bunlardan habersiz olan
Tamino, Pamina’ya kavuşabilmek için, başaramazsa öleceğini bile bile sınavlardan
geçmeye razıdır. Sarastro rahiplerinden ikisini görevlendirir. Biri Tamino’ya,
öteki Papageno’ya rehberlik edecektir. İlk sınav susabilmek, ikinci sınav
dayanabilmektir. Tamino başarır. Papageno bir türlü çenesini tutamaz. Onun
bütün istediği yemek, içmek ve kendine güzel bir eş bulmaktır. Sınavlar en zor
sınav olan son sınava kadar böyle sürer. Sarastro’nun adamları arasında bir zenci grup vardır. Bunların başı Monostatos
Pamina’ya âşık olmuştur. Onu ele geçirmeye çalışır, taciz eder. Bu arada Gece Kraliçesi
Tamino’nun Sarastro’ya bağlandığını duyunca kızını büsbütün kaybettiğini anlar,
intikam hırsıyla Pamina’nın onu öldürmesini ister, eline bir kama verir. Pamina
buna karşı koyar. Sarastro’nun kötü bir insan olmadığını anlamıştır. Pamina’yı
gözetleyen Monostatos bu sahneye tanık olmuştur. Bunu fırsat bilir, Pamina’yı
tehdit eder. O sırada Sarastro gelir. Pamina her şeyi itiraf ederek annesini
affetmesini ister. Sarastro bütün olanları biliyordur. Pamina’nın Tamino’yu
sevdiğini de… Onun kutsal tapınağında intikam diye bir duygu yoktur. Tamino
sınavların hepsini başarır ama daha tapınağa girebilmek için en güç sınavı
Pamina ile birlikte yapmaları gerekmektedir: topraktan, sudan ve ateşten
geçmek. Gençler birbirlerine derin bir sevgiyle bağlanmışlardır. Pamina, sınavı
birlikte yapacağını, babasının binlerle
yıllık bir meşeden yaptığı sihirli flütün onlara güç vereceğini söyler. İki
sevgili en zor sınavları birlikte başarırlar.
Burada kaba çizgileriyle anlattığım, ikinci bölümde daha ayrıntılı ele
alacağımız konunun örgüsünde, zenci Monostatos’un Pamina’ya âşık olması,
Papageno’nun özlediği kız arkadaşın önce ihtiyar bir kadın olarak karşısına
çıkması, Pamina’yı ve Papageno’yu, umutsuzluk içinde intihar edecekleri sırada
bilge oğlanların onları kurtarmaları vb. olaylar, operaya derin anlamlar ve
değişik alımlama boyutları katar. Opera gece kraliçesi ve adamlarının karanlığa
gömülmesiyle son bulur. Aydınlık karanlığı yenmiştir.
Mozart ve metin yazarı Schikaneder, Sihirli Flüt’ün öğretici ve düşündürücü yanının üstünü örtmek için, gerek müzik gerek konu açısından operaya eğlendirici bir hava vermişlerdir. Bu nedenle ilk sahnelendiği 1791’yılından öteye kamuoyunda yarattığı ilgi hiç eksilmemiş. Bilge oğlanların bulutlar içinden gökten inmeleri; gece kraliçesinin ışıldayan yıldızlar arasında şimşeklerle karanlıklardan çıkması; birden yok olması; sihirli flütün sesiyle sessizleşip sinen vahşi hayvanlar; önce ihtiyar bir kadın olarak Papageno’nun karşısına çıkan Papagena’nın birden gençleşmesi vb. masalsı öğeler ve sahne efektleri, operaya bir müzikli masal, bir “makine operası” (Maschinenoper) gözüyle bakılmasına neden olmuştur. Ancak alımlama sürecinde ortaya çıkan boyutlar; aydınlık- karanlık güçlerin çatışması, iyilik-kötülük, sevgi, tutku-kin, intikam, kadın-erkek kişiliğine toplum tarafından biçilen rollerin olumlu-olumsuz yanları, toplumun iki farklı kesiminin (Tamino-Pamina, Papageno-Papagena) yaşam karsısındaki duruşları, az önce değindiğim gibi, pek çok incelemeye, araştırmaya ve çok değişik yorumlarla sahnelenmesine yol açmıştır.
(Nazan İpşiroğlu, Mozart ve Verdi'de İnsan)
(Nazan İpşiroğlu, Mozart ve Verdi'de İnsan)
Yorumlar
Yorum Gönder