ÖZGÜRLÜKTEN YANAYIM (Gülsüm Cengiz; Karşılaşmalar)
GÜLSÜM CENGİZ
Özgürlükten Yanayım
24. 08. 2015 günü aramızdan ayrılan Nazan İpşiroğlu, çok
değerli bir sanat insanı, gerçek bir aydındı.
Cumhuriyet'in ilan edildiği yıl doğdu; dönemin olanakları içinde eğitim
gördü, İstanbul Üniversitesi'nde felsefe ve sanat tarihi okudu; Almanya ve
Türkiye'de müzik eğitimi aldı. Sanat tarihçisi Mazhar Şevket İpşiroğlu ile
evlendi. İki çocuğunu büyütürken bir yandan da müzik ve öteki çalışmalarını
sürdürdü. Kurucularından biri olduğu İstanbul Barok Müzik Topluluğu ile yirmi
yılı aşkın bir süre oda müziği konserleri verdi. Eşi sanat tarihçisi Prof. Dr.
Mazhar Şevket İpşiroğlu ile Sanatta Devrim, Oluşum Süreci İçinde Sanatın
Tarihi, Kök Atatürkçülük ve Düşünmeye Çağrı adlı kitapları yazdı.
Yayınladığı kitap ve makalelerden tanıdığım Nazan İpşiroğlu
ile yolumuz 1996 yılında kesişti. 12 Eylül'ün karanlık günlerinde eğitim,
kültür, sanat sorunları konusundaki çalışmalarını sürdürüyordu. Onunla,
Almanya'dan ve Türkiye'den yazarların ve bilim insanlarının katıldığı, benim de
konuşmacılardan biri olduğum Çocuk Kültürü başlıklı çalıştayı sırasında
tanıştık. Sessiz, sakin, alçakgönüllü kişiliğine karşın iç disiplini ve
kararlılığı hemen dikkatimi çekmişti. Etkinliği düzenleyen kurumlardan biri
olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Beyoğlu Şubesi'ni temsil ediyordu. ÇYDD
ile Goethe Enstitüsü, İstanbul Üniversitesi Dramaturji ve Oyun Yazarlığı Bölümü
tarafından gerçekleştirilen Çocuk Kültürü çalıştayında sunulan bildirileri kızı
Prof. Dr. Zehra İpşiroğlu ile birlikte 1997 yılında kitaplaştırdılar. ÇYDD'nin yayınladığı
Yaratıcı Toplum Yolunda Çağdaş Eğitim-1990, Çağdaş Eğitimde Sanat- 1994, Çağdaş
Kültürümüz- 1991; makaleleriyle katılmasının yanı sıra yayın kurulunda yer alıp
yayınlanmasında etkisi bulunan öteki kitaplardır.
Onunla yolumuz 2000'li yılların başında yine kesişti. Zehra
İpşiroğlu, Şeyda Ozil ve Oya Adalı ile birlikte hazırladıkları Gençler İçin
Sorunlar-Çözümler adlı ortak kitap için benden de iki yazı istemişlerdi. Kitap
yayınlandıktan sonra, öteki editörler Şeyda Ozil ve Zehra İpşiroğlu ile birlikte
Gümüşsuyu'ndaki evinde buluşmak için gittiğimde yüzündeki o sıcacık
gülümseyişle karşılamıştı beni. İç güzelliğinin ve zenginliğinin yanı sıra, dış
görünüşe de önem veriyordu. Onu her görüşümde sevecen gülümsemesinin yanı sıra,
hep bakımlı ve zarif görünüşü içimi umutla doldurmuştur.
Nazan İpşiroğlu, Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği bir aydın
olmasına karşın, yetiştiği dönemin egemen idelojisini aşan bir düşünce yapısına
sahipti. Gerçek aydın kimliği, sorgulayıcı ve araştırmacı yapısı onun sürekli kendisini
geliştirmesine ve yenilemesine neden olmuş; bu, davranışlarına ve yazdıklarına
da yansımıştır. Toplumsal yaşamda kabul gören davranış ve anlayışları
sorgulamış, buna karşı çıkmıştır.
Çağdaş Eğitimden Ne
Anlıyoruz?” başlıklı makalesinde kişiik eğitimi konusunda yazdığı şu cümleler
oldukça ilginçtir: “Bağımsız düşünebilme, kişilik sorunudur, bunun öğretilmesi
de eğitim sorunu. Kişilik sonradan elde edilen bir şey değildir, çocuğun da bir
kişiliği vardır. Bu nedenle kişilik eğitimi daha pek küçük yaşta aile içinde
başlar. Bizim ataerkil aile düzenimiz içinde gelenekselleşen bir temel ilke
“büyüğe saygı küçüğe sevgi”dir. Oysa bu tek yanlı bakış çağdaş eğitim için
yeterli değildir. Saygı da sevgi de karşılıklı olmalıdır. Büyük, çocuğun
kişiliği olduğunu kabul etmeli ve ona göre davranmalıdır.Aksi halde saygı
içtenliğini yitirir, otorite korkusuna dönüşür. Korkunun olduğu yerde kişilik
gelişemez. Çocuk ya gizleme, yalan söyleme gibi kaçamaklara sığınır ya da
edilgin davranışı benimser. O zaman da yaşamı boyunca bağlanacak otorite arar,
hiçbir zaman özgür ve özgün olamaz.”
Bu yazdıklarını kendi yaşamında gerçekleştirebilmiş bir
insandı; yazdığı kitapları öncelikle kızıyla ve oğluyla tartışmış ve önsözde
bunu belirterek onlara teşekkür etmiştir.
Eğitim, sanat ve kültürel gelişim konusunda pek çok makale
ve kitap yazdı. Yaratıcılığın gelişmesi, bağımsız düşünebilme ve bireyin
özgürleşmesi konusunda sanatın eğitim içindeki önemini şu sözlerle
vurgulamıştır: “Sanatın eğitim bütünlüğü içindeki önemini üç noktada
toplayabiliriz.
1.Düşünmeyi öğrenme, 2. Kişilik gelişmesi. 3. Kişiye
yaratıcılık yollarının açılması.”
Çağdaş Eğitim adlı ortak kitaptaki “Duyu Algılarının
Eğitimi” başlıklı makalesinde, sanatın eğitimdeki öneminin yanısıra sanatın
toplumsallaşması ve sanatçının değişimi konusuna dikkat çekmiştir: “Çağımızda
estetik değerlerin değiştiği bir gerçek. Ama buna koşut gelişen bir başka
gerçek daha var: 20. yüzyılın başından beri sanat yeni bir işlev üstlenmiş
durumda: toplumsal gerçeklerle hesaplaşma. Sanatçı artık çoktan beri fildişi
kuleden çıkmış, toplumsal olguların içinde yaşıyor ve kendini bunlardan sorumlu
duyuyor. Sadece kendi ülkesinde olanlara değil, tüm dünyada olup bitenlere
karşı dünya vatandaşı olarak sorumluluk duyuyor.”
Kendi ülkesinde olanların yanı sıra tüm dünyada olanlara da
sorumluluk duyan bir aydındı Nazan İpşiroğlu. Toplumsal yaşamdaki eşitsizlik,
baskı, yasak ve sömürüye karşı her zaman ezilenden, baskı görenden yana
olmuştur. Evrensel Gazetesi'ne çok değer veriyordu. Hayat Televizyonu'nun
yayına yeni başladığı dönemde, Yaşamda Adım Adım adlı programıma katılması
önerimi sevinçle kabul etmiş ve çocukların özgür, bağımsız kişilik
edinebilmesinde sanat eğitiminin önemini konuşmuştuk canlı yayında.
Nazan İpşiroğlu son derece çalışkan ve üretken bir insandı.
Bunun yanı sıra düşünen, sorgulayan, eleştirel bir toplumun yaratılmasında
sanatın ve eğitimin değiştirici-dönüştürücü gücünün bilincindeydi. Bu bilinçle,
bilgisine sahip olduğu alanlarda yaptığı araştırmaları yayınlayarak bilgi ve
birikimlerini insanlarla paylaşmayı son günlerine dek sürdürdü. Alımlama
Boyutları ve Çeşitlemeleri- Resim, 20. Yüzyıl Sanatında Bach, Mozart ve
Verdi'de İnsan, Resimde Müziğin Etkisi, Öncü Bir Düşünür; Mazhar Şevket
İpşiroğlu, Görsel Sanatlarda Alımlama ve Sanatlararası Etkileşim yayınlanmış
kitaplarıdır. Yayınlanan son kitapları Sanatçı Gözüyle Köpek-2011,
Karşılaşmalar ve Düşündürdükleri- 2015 tarihlerini taşıyor.
Yaşamı, toplumsal yaşamda olup bitenleri sorgulamak, sürekli
öğrenme ve araştırma çabası beyninin ve yüreğinin hep genç kalmasına neden
olmuş, bunu keyifle ifade etmekten de geri durmamıştır. 2013 sonyazında, kızım
Aslı Akyüz ile birlikte onu evinde ziyarete gittiğimizde, yeni bir genç arkadaş
tanımaktan mutlu olduğunu, zaten arkadaşlarını hep gençler arasından seçtiğini
anlatmıştı neşeyle ve kızımın ona armağan ettiği gravürle resim çektirirken
Aslı'nın yanında olmak istemişti özellikle.
Taksim Gezi Parkı direnişi sırasında, yaşadığı yerin
yakınlığının ötesinde yürek ve beyniyle olayların içinde oldu. Dönemin
başbakanı R. T. Erdoğan'a yazdığı açık mektupta duygu ve düşüncelerini ifade
ederek kendisinin de bir çapulcu olduğunu belirtmiştir. (Kadınların Gözüyle
Yazmak ve Yaşamak, sf. 87-88)
Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlere uygulanan şiddet ve
baskılara, savaşa karşıydı ve ezilen kesimlerin temsilcisi olarak seçime giren
HDP'yi umut olarak görüyordu. Son günlerinde daldığı 4 saatlik derin uykudan
uyandığında ilk sözü “Özgürlük” oldu. Kızı Zehra ve oğlu Osman şaşırmışlardı.
Ne için, kimin için özgürlük? Nazan hanım, güçlükle de olsa sözlerini sürdürdü:
“Özgürlükten yanayım, herkes için özgürlük, Kürtlere özgürlük. Artık acı
çekmesinler, istedikleri gibi yaşasınlar diye...”
Yaşamı boyunca, “Her şey değişir” diyerek, olumlu değişimin
bilincinde olan ve kendisini değiştirip dönüştürürken, yazdıklarıyla toplumun
değişmesi için emek veren sevgili Nazan İpşiroğlu'nun ışıklı anısını saygıyla ve
sevgiyle selamlıyorum...
Tanıdığım en değerli insanlardan biriydi sevgili Nazan İpşiroğlu. Değerbilir arkadaşım sevgili Zehra İpşiroğlu, Herkes İçin Özgürlük İsteyen Nazan İpşiroğlu için yazdığım yazıyı paylaşmış. Yazımda onu ve çalışmalarını anlatmaya çalışmıştım. Okumanızı isterim, değerli bir insanı tanımak, bir kez daha anımsamak için. Fotoğraf, kızım ressam Aslı Akyüz'le birlikte evinde ziyaret ettiğimiz günden bir anı; sanatın her dalında yetkin ve birikimli olan Nazan hanım, kızımın o gün kendisine armağan ettiği Aquatint gravürle birlikte fotoğraf çektirmek istemişti. Bize bıraktığı birbirinden güzel kitaplarla aydınlatmaya devam ediyor. Anısına sonsuz sevgi ve saygı...
YanıtlaSil