Kayıtlar

ELEŞTİREL OKUMA SÜRECI (Şükran Dilidüzgün, Sanatın Sorgulayıcı ve Dönüştürücü Gücü)

Resim
  ŞÜKRAN DİLİDÜZGÜN   ELEŞTİREL OKUMA SÜRECİNDE METİN YAPISI FARKINDALIĞI: BİR ALIMLAMA ÖRNEĞİ Anlayarak okumak; eleştirel düşünmeyi gerektiren bir süreçtir aslında. Eleştirel düşünme de,düşündüğümüz konu hakkında neden, nasıl ve hangi kapsamda düşündüğümüzü ve diğer insanların o konudaki görüşlerini ve bu görüşleri neye göre temellendirdiklerini, bizim mi, onlarınınkinin mi doğru olduğunu sorgulamayı ve mantıklılık ölçütüne uyan yargılarda bulunmayı gerektirir . Diğer bir deyişle; eleştirel düşünme, neye inanacağımıza veya ne yapacağımıza karar vermeye odaklanmış mantıklı yansıtıcı bir düşünmedir.Yansıtıcı düşünme becerisine sahip bireyler, karşılaştıkları durum ve olaylar için geçmiş yaşantı deneyimlerden yola çıkarak çözümler bulabilirler ve değerlendirmeler yapabilirler, öz değerlendirme yapabilirler ve muhakeme güçleri yüksektir. Bu bağlamda, eleştirel okumanın ise,yazarın bir konu hakkındaki görüşlerini tamamen benimsemek yerine, bu düşüncelerin hangi bağlamda, nasıl ifade

TİYATRO VE ELEŞTİREL DÜŞÜNCE (Nihal Kuyumcu, Sanatın Sorgulayıcı ve Dönüştürücü Gücü)

Resim
  Nihal Kuyumcu   TİYATRO VE ELEŞTİREL DÜŞÜNCE: Yaklaşık 20 yıldan bu yana tanıdığım, birlikte çalıştığımız, bir proje için buluştuğumuzda veya bir proje hakkında telefonla konuşurken mutluluğuna, heyecanına tanık olduğum Nazan İpşiroğlu için yazmak istediğimdenereden başlamam gerektiğini bilemedim. Cumhuriyetle yaşıt, müzik, resim, çağdaş sanat, tiyatro, opera gibi sanatın birçok alanında eserler vermiş, neredeyse yaşamının son anlarına kadar yazmış, “ne kadar vaktim var bilmiyorum, elimdekini bitirmem gerek” diyerek telaşla yazan bir yazardan mı? Birlikte birçok proje yaptığımız, (1995 yılından bu yana) Kasımpaşa’da Kadınlar Çeşmesi İlköğretim okulunda başlayan ve Fethiye Kültür Sanat günlerine kadar süren serüvenden mi? Sonuç olarak bizi buluşturan ortak nokta, tüm sanat alanlarının harman olduğu sanatın düşünceyi özgürleştiren, tiyatronun düşünceyi görsel hale getiren ve eleştirel düşünceyi destekleyen çalışmalardı. En son yolculuğumuz Fethiye’de noktalanmasa da onsuz devam e

İNSAN BU DÜNYADA NE KADAR ÖZGÜR OLABİLİR? ( Nazan İpşiroğlu; Sanatın Sorgulayıcı ve Dönüştürücü Gücü)

Resim
       Nazan İpşiroğlu İnsan Bu Dünyada Ne Kadar Özgür Olabilir? Kemal Seyhan’ın Resimlerinin düşündürdükleri   Resim vardır baktıktan sonra unutulup gider, resim vardır bir daha silinmeyecek gibi izleyicinin belleğinde yer eder. Kandinsky, Monet’nin “Saman Yığını” adlı resmini gördükten sonra bunun ne olduğunu anlamamış, saman yığını olduğunu katalogdan öğrenmiş. Sonra resmin bir daha belleğinden silinmediğini, her an bütün ayrıntılarıyla gözlerinin önünde canlandığını fark etmiş. Bu yaşantıdan sonra resimde konunun önemsiz olabileceğini anlamış. Kandinsky’nin yürüdüğü sanat yolundaki arayışında soyuta geçişinin ilk habercisiydi onun bu yaşantısı. O günden bugüne köprünün altından çok sular aktı. Soyut resmi artık kimse yadırgamıyor. Ancak yine de genelde konunun ön planda olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. İzleyici genellikle resmin adına bakarak resimle iletişim kurmaya çalışıyor. Resim adsızsa ve belli bir konusu yoksa pek ilgi duymuyor. Bu tür resimlerle iletişim